20 Haziran 2014 Cuma

ALTIN KIZLARIN VİYANA SEFERİ


Herkese günaydın,

Uzunca bir süredir yazı yazmadım, bile isteye yazmadım. Ülkemde yaşanan acılar, yanı başımızda yaşanan tüm olumsuzluklar ve belirsizlikler bu derece yoğunken kendi yaşadığım mutlulukları, keyfi paylaşmaya elim varmadı. Herşey düzelmedi, bir sürü belirsizlik devam ediyor ama belki bu paylaşacaklarım biraz havamızı dağıtır, ne dersiniz?

Biz altın kızlar olarak bir seyahat planlamıştık, taaaaaa yıl başında. Almanya'da yaşayan teyzem ve ben, annem ve büyük teyzemi de alıp birlikte tatil yapalım dedik. Sadece dördümüz birlikte hiç özel bir şey yapmamıştık. Anılarımıza kızkıza bir seyahati de eklemek istedik ve yola koyulduk. Burada çok önemli bir konuya değinmeden ayrıntılara geçmek istemiyorum. Canım Fatma teyzem bu yolculuğun bütün planlamasını, rezervasyonlarını ve sponsorluğunu tek başına yaptı. Ona bir kez de buradan teşekkür etmek istiyorum izninizle :))

Eveeet, 9 Mayıs akşamı saat 19.00 da Esenboğa'dan doğruca Frankfurt'a uçarak seyahatimize başladık. Sarsıntılı bir inişten sonra alanda büyük buluşma :)) Canım teyzem bizi karşılamaya gelmiş. Hepimiz öyle heyecanlı ve hevesliydik ki bu gezide, daha alandaki ilk buluşmamız da bile hepimizin içi kıpır kıpırdı.

Dedim ya teyzem bütün programı yaptı diye. Özetle program şöyleydi ;

Cumartesi- Pazar Frankfurt turu :)
Pazartesi Viyana'ya uçuş
Perşembeye kadar Viyana'nın fethi ve Frankfurt'a dönüş
Cuma Frankfurt'ta serbest zaman
Cumartesi Ankara'ya dönüş

Gittiğimizde hava fena sayılmazdı. Ama genelde kapalı ve yağmurluydu. Bu bizim için engel teşkil etti mi??? Yoooooo hiiiiiç bişey bizi engelleyemezdi. Ayaklarımıza kara sular inene kadar gezdik, yorulunca oturduk dinlendik sonra yeniden gezmeye devam. Canlarım benim, annem ve büyük teyzem tüm ağrılarına, sızılarına rağmen gıklarını çıkarmadan her yere geldiler. Akşam olduğunda hepimiz pestil gibi seriliyorduk yataklara. Teyzemle annemin çok güzel bir pozunu yakaladım, pestil gibi yattıkları bir anda. Ama üzgünüm paylaşamayacağım sizlerle, gebertirler beni :)))

Artık daha fazla laf salatası yapmak istemiyorum :) Viyana ile ilgili de birkaç şey yazdıktan sonra fotoğraflarla devam edeceğim :)

Viyana, Avrupadaki pek çok şehir gibi yemyeşil, temiz ve düzenli. Şehri gezmek için bir tura ya da rehbere hiiiç ihtiyaç yok. Her otelde, metro istasyonlarındaki danışma noktalarından alacağınız bir şehir haritası, metro ve tramvay hatlarını gösteren harita ve sınırsız binişli metro biletini aldınız mı Viyana fethine hazırsınız demektir. Biz 2 tam gün kaldık Viyana'da. 48 saatlik bilet aldık, bütün toplu taşım araçlarında kullanılıyor. Zaten oralarda bilet başmak falan yok. Sadece kontrol olduğunda gösteriliyor. Biz 1 kere rastladık kontrole ama yüzlerce kere indik bindik :)

Viyana'nın şehir merkezinden geçen 1 ve 2 numaralı tramvaylarla tam bir şehir turu yapmak mümkün. Hani şu tur otobüsleriyle yapılan panoramik şehir turları var ya dünya paraya yapılan. İşte onu çok daha güzel bir şekilde çooook daha ucuza kendiniz yapabilirsiniz. Merak ettiğiniz bir yerde inip dolaşabilir, sonra kaldığınız yerden yine devam edebilirsiniz. Yine tramvay ya da metroyu kullanarak burada bulunan iki büyük saraya da ulaşabilirsiniz. Schönbrunn Sarayı  çok geniş bir arazi üzerine kurulmuş. Yürüyerek her yerini gezmek çok zor. Sarayın bahçesinde minik bir tren çalışıyor. Onunla bir saatte sarayı ve etrafını panoramik olarak görmek mümkün.



İşte meşhur 2 numara


Yemek içmek hiç sorun olmuyor. Herkese uygun seçenekler bol. Yurdum insanı Viyana'yı çoktan fethetmiş zaten. Göreceğiniz her pizzacı, kebapçı Türk. Tramvayda Türkçe konuştuğunuzda hemen birileri size gönüllü tur rehberi oluveriyor. Belvedere Sarayına giderken böyle bir beyefendi bize rehberlik etti. Yol boyunca geçtiğimiz yerler hakkında bilgi verdi. Orada antikacılık yapıyormuş. ne yazık ki adını bilemiyorum ama ona da teşekkür ediyorum buradan :)) Yemek demişken Viyana'ya gidip de yemeden dönülmemesi gerekenleri de söyleyeyim son olarak. Demel pastanesinde Apfelstrudel mutlaka yenmeli. Bunun yanında garsonunuzun önerisini alarak diğer yüzlerce çeşit pastanın da tadına bakabilirsiniz. Biz dört çeşit söyledik hepsinin tadına baktık.




Demel Pastanesi ve pastaları (Sol alttaki apfelstrudel)

Ama bu Apfelstrudel bir harika. Opera binasının yakınında bulunan Caffe Sacher'den de değişik boylerde yapılmış Sacher kekinden hediye alabilirsiniz. Çok şık ambalajla tahta kutular içinde sunuyorlar. Biraz pahalı ama özellikli bir hediye bence. Ve tabii ki de şnitzel. Bunun için de herkes Figlmüller restoranını öneriyor. Biz de gitmeye çalıştık ama önceden rezervasyon yapmak gerektiğinden yer bulamadık. (Gittiğimiz gün aradık ama 2 gün boyunca rezervasyonları doluydu o kadar yani :)) Ama biz şehir içinde küçücük bir sokakta buluna Gigerl diye bir restorana gittik, tavsiye üzerine :)))




İşte Gigerl Restoranının bulunduğu sokak, şnitzellerimiz ve sürpriz doğum günü pastam :)
 

Burada bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Viyana'da gerçek şnitzel domuz etinden yapılıyor. Sipariş verirken tercihinizi mutlaka belirtmelisiniz :))


Haydi bakalım şimdi gelsin fotoğraflarla Altın Kızların bir haftalık seyahat serüveni :) Yukarıda farklı fotoğrafları paylaştım çünkü anlattığım şeylerle bağlantıyı kolay kurun istedim. Umarım kafanızı karıştırmamışımdır. Buraya kadar olan kısım enformasyon amaçlıydı :) Bundan sonrası tamamen görsellik :)))


Başlangıç noktamız Esenboğa havaalanı

Uçağı beklerken

Frankfurt havaalanında buluşma
Frankfurt'tan birkaç kare

 
 

Frankfurt Botanik Bahçesi (Palmengarten)'nden birkaç kare


 

Ve Viyana

 

 
 
Elimde yüzlerce fotoğraf var. İçlerinden seçmek çok zor oldu. Sizlerle sadece çok küçük bir parçasını, kendimce önemli olduğunu düşündüğüm yerleri paylaştım. Umarım sizin de hoşunuza gitmiştir. Bir gezi yazarı olmadığım için çok fazla ayrıntıya girmek istemedim.

Bizim için bu gezinin en özel tarafı dördümüzün birlikte böyle özel bir şehirde zaman geçirmemizdi. Anılarımıza eklenen çok özel ve değerli zamanlardı. Bizim bu seyahati planlamamızda esin kaynağım olan sevgili arkadaşım Gamze'ye de çok teşekkür ediyorum. Geçen yıl onlar da annesi, ablası ve ablasının kızıyla birlikte Paris'e gittiler. Döndükten sonra anlattıklarını dinledikten sonra, "ben de böyle bir seyahat planı yapmalıyım" dedim ve yaptım. Hepimiz çok güzel zaman geçirdik, teyzem ve annem çok mutlu döndüler Ankara'ya. Onların bu mutluluğuna şahit olduktan sonra varın siz tahmin edin Fatma teyzemin benim mutluluğumuzu ve huzurumuzu :)))

Yeni seyahatlerde buluşmak üzere hepinize kucak dolusu sevgiler.....